16 Mart 2009 Pazartesi

bu yazı kendime ve benim gibilerine bir sitemdir..



mutlu bir gezintinin ardından mahalleme girdim,durdum öylece kalakaldım..mahallede bir cenaze arabası vardı.Biri vefat etmiş mahalleden zaten o yeşil rengi hiç sevmemişimdir soğuk gelmiştir bana hep..gittim hemen kim ölmüş dedim Nazmiye Teyzeye ''Enis Amcan'' dedin ağlamaklı..allah alahh Enis Amca kim?Çok tanıdık ama kim hatırlıyamıyorum.Çalıştır saksıyı Nuray bulacaksın..Enis Amca Enis Amcaaa..bulamıyorum ya bulamıyorum mahalleliyle aram iyidir mahallenin erkek fatmasıydım ben herkesle bir şekilde bir muhabetım vardı..vardır..ama ben bu ismi hatırlamıyorum..sonra tabi yakınlar sokağa indikçe Enis Amcanın kim olduğunu anladım..çok tuhaf bir duyguydu çok suçluca bir duyguydu hatta..eve girdim ve biraz düşündüm hatta epey düşündüm..ne tuhaftı neye üzülceğimi şaşırdım kaybedilen bir insana mı üzülecektim yoksa kaybeddiğim çocukluk anılarıma mı? böyle konuştuguma bakmayın daha 18 yaşındayım hatta ay olarak tam doldurmadım yaş sınırı olan bir yere gitsem belki almazlar bile içeri..herneyse..enis amcamı hatırlayamamıştım ben ne tuhaftı cunku enıs amca bir komşu değildi o benım cocuklugumda dondurma arkadasımdı..şöyle..küçükken öğle saatlerinde yalnız kalırdım genelde çünkü erkek çocukları ya benım gidemeyecegım bır yere giderlerdi yada sıcak dıye cıkmazlardı dışarı..sokakta genel olarak kızlar olurdu ablamlar bebeklerle oynarlardı ben merdıvenlerde oturup karşı kaldırımda kilim üzerindeki oyuncak yemek takımlarını incelerdim..sıkılırdım çok enis amca karsı apartmanda hep balkonda otururdu sigarasını çekerdi içine..zaten hep o yüzden öksürürdü bana gülerdi el sallardı bende ona gülerdim..kaşlarını gözlerini oynatırdı benle ılgılendıgını bellı etmeye çalışırdı..bende dikkatını bana cekmek ıcın ugrasırdım sonra sokağa inerdi annemden izin alır benım elımden tutar gesmeye götürürdü..yaşlıydı yavaş yürürdü bende büyük bir kız gibi onun ritmine uyar haşarılık yapmazdım..çünkü birazdan beni çok sevdiğim bir yere götürecek bilirdim..hehhh geldik işte ben vişneli ve antep fıstıklı dondurma istioummm derdim o yemezdi ben yerken beni izler üstüme döktüğümde silerdi..ve çok büyük bir fedakarlık yapar büyük bir tiryaki olmasına rağmen yanımda hiç sigara içmezdi..dondurmamı bitirirdim biraz daha dolaşır sonra mahallemize dönerdik sık sık gezdirirdi beni o benim dondurma arkadaşımdı..ama şimdi yok 2 aydır hastahanede yatıyormuş bundan bile haberım yok gercı ısmını duydugumda bir an ahvallayıp çıkaramamışken diğerini bilmememin çok büyük bi hali yok...

Biz insanlar hayatın koşturmacasına okadar kaptırmışızki kendimizi dönüp etrafımıza bakmıyoruz bile,bişeyleri bir kenarda bırakıyoruz hatırlamıyoruz başka şeylerin ardından koşup duruyoruz..yanıbaşımızda sevdıklerımız hasta ama biz öldüklerinde öğreniyoruz..! üzüntümü başka şeylerle karıştırmak zorundayım çünkü ben suçluyum gidenin ardında kalan aglaması olamaz benımkısı unutmanın bişeylerin koşturmacasından etrafımızdakilere vakit ayıramamanın suçlusu daha ağır bir bedel olmalı bu..ya beni affetmezse ya orda yatarken içimden konuştuklarımı duyduysa onu hatırlayamadığımı biliyorsa hissediyorsa????

Şimdi kim varki ortada kimden özür dileyeceğim ben?kime kendimi affettirmeye çalışacağım ben?bu soruların cevabı kocaman bir hiç çünkü ben vefa suçlusuyum..dondurma arkadasım artık yok beni affet dondurma arkadasım bir daha asla seni unutmayacağım..

1 yorum:

Adsız 23 Mart 2009 13:11  

EWET GERÇEKTEN İNSANLAR BAZEN HAYATLARINDA ÇOK DEĞER VERİPTE BİRDEN KAYBETTĞİ İNSANLARA ÜZÜLÜR FAKAT HER İNSAN ÖLÜMLÜDÜR SENİN İÇİN ÇOK ÜZÜLDÜM AMA EMİNİM ENİS AMCAN SENİ MUTLAKA BİR YERDE KESİNLİKLE SENİ BEKLİOR ETRAFINA DİKKATLİ BAK....

Blog Widget by LinkWithin

    © Blogger template by Emporium Digital 2008

YUKARI ÇIK