28 Mart 2008 Cuma

.......



Kimi zaman öyle insanlar gelirler ki dünyamıza öyle yüksek tutarız ki onları… Öylesi ağırdırlar ki öyle kuvvetlidirler ki bazen taşımak ağır gelir ..yorulduğunuzu hissedersiniz..yıprandığınızı…bazen öyle mutlusunuzdur ki öyle uçarsınız ki gökyüzünde öyle kanatlanırsınız ki yaşadığınızı hissedersiniz…
Düşünsenize şuana kadar kim bilir kaç kişi ile tanıştınız? ...Kaç kişiye merhaba dediniz? ...Kaç kişiye dost… Kaç kişiye aşk… Kaç kişiye özlem… Kaç kişiye hasret dediniz… ???
Hesabı güç değil mi? Peki hangisi kaldı yanınızda? Hangisi olması gerektiğinde bitiverdi yanı başınızda…?hangisi ağlatmadı sizi ? hangisi doyasıya güldürdü sizi?hangisi……??! bunun hesabı kolay olsa gerek.
Bazen gerçekten olması gerektiğinde yanınızda olanlar vardır sizi doyasıya güldüren size yaşadığınızı hissettiren size hayatta güzele dair ne varsa yaşatan bazen gerçekten çıkar zordur ama çıkar çıkmadıysa bir yerlerdedir zamanı geldiğinde karşınızda sizi bekliyor olacaktır…(inanıyorum ki..)
Bazen böyle biri yada birileri hiç olmayacakmış gibi düşünürüz hiç kimse yok kapkaranlık her yer.. kimse yok kimsesizlerin kimsesizisinizdir..
Bazen böyle biri yada birileri vardır yani buna inanırsınız ya başka çareniz yoktur yada inanmak gerçekten istersiniz ve uzun bir bekleyişe girersiniz..
Bazen böyle biri yada birileri çıkar karşınıza işte bu dersiniz en içtenliğinizle kıymetli hoş geldin dersiniz..sımsıkı sarılırsınız ve bir daha bırakmamak üzere…
Bazen o karşınıza çıkan böyle biri yada birileri bırakıp terk ederler sizi arkalarına bile bakmadan umurlarında bile olmadan…
Bazen o karşınıza çıkan biri yada birileri sonsuza dek ve sonsuzdan öte bir zamana kadar sizle kalacağını bilirsiniz..ve nitekim kalacaktırda.…

Read more...

18 Mart 2008 Salı

Rahat bırakılsın artık kızlarımız... !






Rahat bırakılsın artık kızlarımız... ! hür yaşasınlar ..nedir bizleri kalıplara sokma merakı nedir bir şeyleri kapatma, örtme merakı..? bu soru aklımın köşesindedir hep ..nedendir bu merak diye…evet biliyorum aslında bunun cevabını, siz erkekler değil mi cevap? Sırf hemcinslerinize güvenmediğiniz için.. sırf kendinize güvenmediğiniz için ..sırf namus diyip de aslında anlamını bile bilmediğiniz bir kavram için..sokağa çıktığımda görüyorum daha ilkokula başlamamış küçük bir kız.. başında BAŞÖRTÜ..güya dinden dolayıymış…pehh kim inanır buna ?küçücük 6 yaşında bir kız çocuğu dini ne kadar bilir?hangi 6 yaşında bir kız:”anne ben dinimiz böyle görüyormuş inançlarım doğrultusunda kapanacağım” der..!?..hangi 6 yaşındaki kız anne ben saçlarımı taradım parka gidiyorum demek yerine anne ben başörtümü taktım evimde oturacağım demek ister..?!çocukluğunu bile yaşatmıyorlar kızlarımıza…ne yapsalar ne etseler cevap hep aynı : “SEN KIZSIN OTUR OTURDUĞUN YERDE” nedir bu? Hangi günahın bedelini ödetiyorlar kızlara..? daha karşı cinse bir ilgisi olmamış hatta bırakın ilgiyi daha kendini tanımamış kız olduğunu anlayamamış kızlarımız evlendiriliyor… aslında daha genç kız olduğunu anlayacakları yaşlarda çocukları ellerinde anne diye geziyorlar .. daha büyümemiş bir çocuk , çocuğunu büyütebilir mi? Bırakın bizleri rahat biz ne yapacağımıza karar verebiliriz! sırf siz kendinize güvenmiyorsunuz diye küçücük kızların..genç kızların başlarını örtmelerini sizin istediğiniz gibi olmalarını beklemek çok acımasız değil mi? Hangi genç kız kendi tarzı doğrultusunda giyinmek istemez..?hangi kız saçlarını rüzgara doğru salına salına yürümek istemez ..?hangi genç kız aşkını doya doya yaşamak istemez..?hangi genç kız sevdiği erkeklen evlenmek istemez..?hangi genç kız kararlarını kendi verebilmek istemez..?hangi genç kız arkadaşlarıyla oyun oynayıp vakit geçirmek istemez…?bırakın bizleri rahat istediğimiz gibi olalım..istersek KAPANALIM istersek SOYUNALIM..!

Read more...

14 Mart 2008 Cuma

BİR KALEM BİN MUTLULUK..=)


Öyle bir an gelir ki minicik şeyler mutlu eder insanı…belki de küçük şeylere mutlu olmayı beceremediğimiz için mutluluk…mutluluk diye arıyoruz onu sokaklarda…olmadık yerlerde…halbuki bir gülüş bir tebessüm yeter insanı mutlu etmeye…bir dokunuş bir bakış…şu resimde gördüğünüz kalemi bugün çok sevdiğim değer verdiğim biri hediye etti bana…öyle mutlu oldum ki bunu herkese söylemeliyim dedim ve sizlerle paylaşmaya karar verdim...şimdi o kalemle yeni yazılar yazacağım yeni umutlar yeni mutluluklar için..o kaleme her baktığımda o güzel insan gelecek aklıma bana kuytu bir yerde bu senin olsun deyişi çınlayacak kulaklarımda..kalemi ilk elime aldığımda duyduğum mutluluk tekrar mutlu edecek beni..dedim ya küçük şeylerle mutlu olmayı başarmalıyız yoksa bu dünyada hep yüzü asıklar olarak gezeriz..mutsuz musunuz açın odanızın penceresini güneşi izleyin..mutsuz musunuz avazınız çıktığı kadar bağırarak şarkılar söyleyin…mutsuz musunuz gidin bulun sizi mutsuz eden her neyse yakasına yapışın mutlu et beni diye haykırın..kaybedecek ne var ki?..mutlu olmak için önünüze gelen her fırsatı değerlendirin hatta mutlu olmak için fırsatları kendiniz yaratın..mutlu olmayı beklemeyin gidin bulun onu…bir Alman atasözü der ki: “herkes kendi mutluluğunun demircisidir”..hadi koşun yakalayın o mutluluk denen şeyi..mutlu olduğunuz yerlerde sizi mutlu eden kişilerle olmanız dileğiyle…

Read more...

13 Mart 2008 Perşembe

..KAHRAMANIMA..


Küçükken çizgi filmlerdeki kahramanları hiç sevmezdim … çok itici gelirdiler bana iri yarı kocaman adamlardılar ... hep olağanüstü birer özellikleri olurdu..ya duvara tırmanırlardı yada uçarlardı..küçükken hiç kahramanım olmadı benim..ama hep kahraman olmak istemiştim belkide o yüzden erkeksi bir yapıya sahibimdir..küçükken ne zaman bir kavga olsa hemen devreye ben girerdim..=)sanırdım ki kahraman olmak için hani şu çizgi filmlerdeki gibi olmam gerekir..ama sonra büyüdüm birazcık ve anladım ki kahraman öyle olunmuyormuş günün birinde biri çıktı karşıma ..Ağabey dedim ona en içtenliğimle en sıcaklığımla..sonra baktım ki duruşuyla bakışıyla aklıyla her şeyiyle mükemmeldi..ekmek kadar temiz su gibi aydındı..bir gece kafamı yastığıma koyduğumda aklıma o geldi..duraksadım birden ve biraz düşündüm..ve artık benimde bir kahramanım vardı..her şeyiyle mükemmel dediğim biri vardı..orjinaldi sıradan değildi..sonra baktım ki oda beni sevdi..öyle temizdi ki yüreği beni sev diye haykırıyordu bunu görmemek imkansızdı..onla sohbet etmek,konuşmak vakit geçirmek çok güzeldi..onunla çay içmek bile güzel halbuki ben çay hiç sevmezken..sonra baktım ki kahramanıma açmışım tamamen kapılarımı sevdirmişim sevmişim..belki de arkamı döndüğümde tek gördüğüm insandı o.. her şey onu hatırlatır oldu sonra… okuduğum kitapta ismi geçer oldu…yürüdüğüm sokak lambası onun gibi aydınlıktı…dinlediğim türkünün bağlama sesi onun kadar saftı temizdi...bir bebek gülümsemesi onun kadar içtendi…bana bu güzel duyguları yaşattığın için binlerce kez teşekkürler kahramanım…

Read more...

12 Mart 2008 Çarşamba

Bir Çiçek Dürbününden İnsanlara Bakarken..


bugün yorucu bir okul ortamından sonra meydana çıktım..çok kalabalıktı herzaman ki gibi..bu sıralar iyi bir morale sahip olmamam nedeniyle olsa gerek herzamankinden fazla duygusal bir edayla bir banka oturup biraz etrafı seyrettim..mendil satan şirin minik insanlar vardı..eli yüzü kir içinde olan yaşıtlarının okul bahçesinde oyunlar oynadığı ne yapacağını bilmeyen ne olcakları belli olmayan minikler..yanımda oturan yaşlı bir teyze vardı..siyatikten şikayet ediyordu yanındaki tonton amcaya..karşıda birbirne girmiş insan topluluğu vardı birbirlerine taş atan..bankanın önünde emekli aylığını almaya çalışan yaşlı insanlar vardı..aralarında bir teyze vardı cok tatlıydı bembeyaz saçları vardı=)..ama çok yorgun gözüküyordu..epeyde kişi vardı önünde...önümden ağlayarak yürüyen bir genç kız geçti muhtemelen bir yerlerde bi yarısını bırakmıştı..canı acıyordu...he bide dershaneden çıkmış yorgun öss tayfaları vardı ki onlar epey yorgun dertli gözüküyorlardı gelecek kaygısı olsa gerek..çok yorgundum üzgündümde ama baktım ki herkesin bir sorunu var herkes bir mücadele veriyor..para kazanmaya calışan minikler gibi, emekli kuyruğunda bayılan yaşlılar gibi , öss kagısı taşıyan gençler gibi..insan biraz da içinde bulunduğu imkanların değerini bilmeli diye düşündüm..bugün ve herzaman ki gibi ve her insan gibi o kalabalığın içinde kaybolup gittimm...

Read more...

11 Mart 2008 Salı

neden burdayım?


neden burdayım bende bilmiyorum..aslında bir matematik hocam var kendisiyle şuan konuşmuyoruz ama kendisi değer verdiğim biridir..onun burda bloğu okuyunca böle bi olaya girmemi tetikledi..herneyse burdayım işte..size kendimle ilgili hiçbişey anlatmayacağım sadece dün hayata dair benle ilgili öğrendiğim bikaç şeyi sölemek istiyorum..ben aslında yalnızmışım bu kadar kalabalıkken..ben her yere düştüğümde bi tek annem kaldırırmış beni yerden..bazen dostlarımın olduğunu sanmışım aslında onlarda yokmuş(bu kanıya çok önceden vardım)..arkama baktığımda kimse yok..güçlü görünmeye çalışsada insan bi yerden sonra yoruluyor,hiçbirşey yapası gelmiyor..insana yaşadıkları karamsar olmayı kimseye güvenmemeyi öğretiyor..tek başına güçlü olmayı başarabilirsen ne mutlu sana..ama bunu da kimsenin beceremiceğini düşünüorum..! büyüdükçe biz, insanlar sahteleşiyor..bu sahte yalanlarla.. kötülerle.. dolu dünyada iyi biri olarak kalmanız dileğiyle...

Read more...
Blog Widget by LinkWithin

    © Blogger template by Emporium Digital 2008

YUKARI ÇIK