17 Nisan 2009 Cuma

sevgi..



sevgi sev-mek fiilinden türeyen bir kelimedir.sevmek işte..aslında bu kelimeyi tek başına yazsam ve bunu yayınlasam bir çok şeyi anlatmış olurum diye düşünüyorum.

SEVMEK!!

Okadar yoğun bir kavramki okudugumuzda çok farklı şeyler hissettirebiliyor insana.Şimdi düşünüyorumda nasıl anlatırım diye bir türlü toplanmıyor kelimeler hepsi bir yere saçıldı..aslında gerçek sevgide bu olsa gerek tam olarak tarifi olmayan yada tarif etme çabasında olduğumuzda içimizdekileri tam olarak yansıtamadığımız şeyy..şeyy işte sıcak birşey ilk duyduğumuzda sıcaklık hıssı yaratıyor insanda tıpkı demir kelimesini duyduğumuzda hisseddiğimiz soğukluk gibi...

neresinden tutayım ben şimdi bu duygunun hangi sevgiden hangi sevgimden bahsedeyimde anlatayım içimdeki sevgi kavramını..dolanbaçlı kelimelere gerek yok..basitçe ama SEVGİYLE anlatacağım içimdeki sevgi kavramını..

sevmiyorum öyle tasavvufi sevgi,dosta duyulan sevgi,sevgiliye duyulan sevgi diye güzelim duyguyu kategorize etmeyi..

sevgi teslim olmaktır bence kapılı kapılar ardından açığa çıkmaktır..hiçkimseye göstermediğin seni dışarı vurabilmektir karşındakine.sevgi deyince aklıma hep sarılmak gelir ne bileyim işte..sanırım sevigisini bedensel olarak bir şekilde ifade etmekten yana olanlardanım..sevgi alışmaktır belkide bağlanmaktır o olmadan olamamaktır yada var olmakta zorlanmaktır..hayatının içindeki sendir aslında sevgi sende ne varsa katarsın sevgine emek harcarsın onu büyütmek için..sevgi büyük bir çabadır aslında tamam kendiliğinden oluşur otururda yüğreğinde bir yerelere sonrası hep senden gider sen çabalarsın onu büyütmek geliştirmek yada daha yoğun yaşayabilmek için..neden mi? çünkü daha çok yaşamak daha çok daha çok çookk istersin birşeyleri,insanoğlu doyumsuz işte ama bu konuda kesinlikle doyumsuz olmalıyız kesinlikle her daim sevgiye aç olmalıyız..

sevgi okadar tuhaf birşeyki karşındakini hissedebilmek için yanağından süzülen gözyaşları oluvermek istersin yeri gelir..bir derdin olduğunda koşarsın sevgi duyduğun insanlara hızlıca çünkü bilirsin herşey sevginin olduğu yerde bitecek herşey sevgiyle çözümlenecek belki çok alakasız belki çok saçma üzüldüğün şey ama karşındaki kıymetli bilirsinki her kelimesini sevgiyle dinleyecek..


ve en önemlisidirki anlatabilmek anlaşılabilmek..umarım sevdiklerime anlatabilmişimdir anlaşılabilir kılmışımdır kendimi..

yazımı sevgi duyduğum bir insanın sevgiyle ilgili düşünceleriyle kapamak istiyorum bunları söylerken birşeyleri yoğun yaşadığını okadar iyi biliyorumki iyki sevgi var diyorum iyki dostlar var sevgi duyulacak...


''karşılık beklemeden bazı şeyleri yerine getirmekdir.
onunla olmakdan mutlu olmakdır bir bakıma bağlılıkdır
yanında oldugunda heyecan duymakdır bence kişiye olan sevgi
gözlerine baktıgında içini okumakdır
hiç bir şey konuşmadan karşındakine sadece bakabilmekdir
karşındakinin usanmadan konuşmasını dinlemekdir
ya da dertlerini senle paylaşmasından mutlu olmakdır
onunla üzülmeyi bile sevmekdir...''

3 yorum:

diskriminant 22 Haziran 2009 13:50  

Sevginin sınıflara ayrılması,hayatın parçası aslında...Ama bu sınıflar hiç bir zaman katı kurallı kast sisteminin sınıfları değiller elbet...İnsanın kalbi odacıklıdır fikri çocukluğumdan beri,tahtını korumuş bir teoridir...Ama ben bu teoriye bir de katlı-kalp teorisini ekledim bir de...Hani bir oyuncak vardır...Açılır içi...içinde yine kendisi...Ama küçültülmüşü...Onun içinde de vardır yine bi küçüğü...sevgi...herkesi aynı sevemeyiz...Kalbimizin mekezinde,en içteki kalbimizde en sevdiklerimiz vardır,ama bunun yanında kabuğunu iliştilimiş olanlar da vardır.Sevgi belki de merkeze uzaklığın karesiyle iliştirilmiş bir formülle bir birime sahip oplabilirdi.Bilim hırsıza önlemi,her gün çıkan yeni bir dert salgına çareyi,daha çok öldümek için silah geliştirmeyi araştırmakla meşgul edilmese belki sevginin de bir birimi olurdu şimdiye:)...

diskriminant 22 Haziran 2009 14:05  

Sonra düşündüm de aslında her ne kadar çok fazla insan olursa olsun etrafında insan yine yalnızdır yine gece yatağa kafasını koyduğunda tek başınadır hatta yine düşündüm de ...
----------------------------------
Evet gerçekten de insan yanlızlığın kucağında sesi çıkmadan,sesini duyuramadan ağlayan bir çocuk olmaya mahkum...Bir gün mezarında da olacağı gibi...Bizi rahatsız ettiği için anılmayı hak etmeyen bir gelecek bu; ama ne yaparsın ki şaşırtıp kendinden de söz ettirmese olmayacak:)

Tvlerde geçmişin kalabalıklarında poh poh ve aferinleriyle,tanınmışlığın doruklarında iken sokakta kalıp dilenmesine karşılık kendisine para verenlerin "bu kimdi ya?" bile düşünmeye fırsat bulamadığı veya huzur evlerinde unutulmuş insanları görüyoruz...Bunlardan çıkarıyoruz ki kişi aslında içinde kendisinin yerini ayarlamalı,açık tutmalı,nitekim terk ettiği yalnızlığına geri dönecektir...Kalabalıklar olarak da yine yanlız değil miyiz hem...Bir doğal afet bana hep böyle haykırmıştır bu gerçeği...Yoksa çok karamsar mıyım acaba?:)

zamansız 24 Haziran 2009 02:07  

aslında olaya şöylede bakabiliriz sevgi yalnızlığı doğurmuştur bende çoğu zaman..çok severseniz çok önemserseniz kaybedersiniz bilmiyorum belki böyle değildir ama hep böyle oldu bende ..çok sevgi yalnızlığı getirdi beraberinde kırılganlığı hüznü getirdi..kalabalıkların arasından sıyrılmak zordur o çoğul ama tekil yalnızlıktan çıkmak zordur..bunun için napılır bilmiyorum ben hayata karşı hep acemiyim küçüğümde ben bu koca hayat karşısında hele çok güçsüzüm..koca sevgileri deviren hayata karşı yenilmişim..o yüzden zor derim sadece zor..(bu yorumunuz bende farklı duygular uyandırdı uzun zamandır yazmadığım bloğuma bir yazı yazasım geldi bu yüzden teşekküerler:))

Blog Widget by LinkWithin

    © Blogger template by Emporium Digital 2008

YUKARI ÇIK